HAVUÇ RUHUNDAN ANLAYAN ABLA

Pazara gitmeyi hiç sevmem, yani o pazar alışverişleri, aralardan sıyrılarak yürümeye çalışmak, sürekli eldeki poşetleri bırakıp yeniden toparlamaya çalışmak falan...

Ayin yapılıyomuş gibi bi ortam; bana göre değil hacı.

Fakat bana malzeme verecek her şeye kurban olurum ben =)

Heee malzeme sıkıntı çekiyo muyum ki? Yoo, ama fazlası da göz çıkarmaz yani haciii ;)

Dün pazarı güzelce bi gezdim, üstten aşağı ala ala geliyorum(eğriye çekmeyin nan). Annem "elma,havuç falan al oğlum, alıp hepsini dana gibi sen yiyosun zaten, fazla al" dediği için yürürken sürekli tezgahları tarıyorum. Sonra havuçları gözüme kestirdim, renkleri de fizikleri de gayet iyiydi ;)  Tezgahın başındaki küçük emrah çakması reyize seslenip "poşet atar mısın hocam?" dedim ve başladım yangından mal kaçırır gibi poşedi doldurmaya. Sonra birden piyangoyu tutturdum. Hiç istemediğim halde bi piyango bileti geldi yanıma. Yani alışveriş yapmaya gelen abla... Abla havuçlara az baktı, sonra adama "Bu havuçlar üşümüş gibi kokuyo" dedi. Bak sana yemin ediyorum bu cümleyi kurunca adamın yüzünde bi ifade oldu "o nasıl şey hahunhaaaa" gibisinden kaldı adam; sonra dayanamayıp şaşkınlıkla ablaya "Na-nası yani üşümüş gibi?, üşümüş gibi nasıl kokuyo abla?" dedi. Fakat abla boyundan büyük zıçtığı için cevabı kendisi de bilmiyodu, amacı sadece tezgahdaki  mallara kulp takmaktı.

Fakat ben bu sözü duyunca kikirdemeye başladım elimde olmadan. Şeytan bi yapıştı rahat bırakmıyo, dürtükleyip duruyo. Anlam veremediğim şey şuydu, üşümek nasıl kokabilir? yani somut bişey değil ki bu elle tutup koklayasın falan, öyle olsa ruhlar falanda kokmalı.  "Eehehehehe egozzz sıktım abi nasıl kokuyo?" diye gezmesi lazım perilerin ortada. Somut bişey için dese anlayabilirim. Havuç somut fakat üşümüş gibi kokması soyut hacı. Böyle dünya dışı varlıklarla falan irtibat kurabildiğini iddia eden kekolar vardır ya, belki bu abla da meyve ve sebzelerle konuşabiliyo, onlarla bağ kurabiliyodur. Sebze Kadın, yeni süper kahramanımız.

S.K: -Havuç, neyin var yavrum?

Havuç: -Üşüyorum abla...

S.K: -Veriyim mi havlu bişey?

Havuç: -Yok o zaman almazlar beni.

S.K: -Sen aynı zamanda kokuyosun yaaa? Ne kokuyosun sen öyle?

Havuç: -Bişey diycem olmayacak, töbe ya, ne kokabilirim havuç kokuyorum.

S.K: -Yok yok öyle değil, farklı bi koku bu, heee üşüdün ondan kokuyosun.

Havuç: -Heee ondan (...)

Bizim insanımız birilerinin malları, işlerine, yaptıklarına kulp takmayı, takmaya çalışmayı ne kadar çok seviyo ya. Bu ve bu tarz ablalarda oksijenin beyine gittiğinden şüpheliyim ben, aynı kişiye peri bacalarını göstersen: "Yok yok olmamış bu yaaa, az sağa eğik baksana, bide terlemiş gibi kokuyo bu baca" demesi muhtemeldir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar